29 Ağustos 2012 Çarşamba

İNCİR KUŞLARI

Bugüne kadar okuduğum beni böyle derinden etkileyen bir kitap olmadı diyebilirim.. İncir Kuşlarını Serenad tan sonra okudum.. Belkide bu biraz etken oldu. Fakat konular ne kadar farklı olsada aşk kısmı her iki kitapta da derinden işlenmiş...

Kitaba başladığımda kitap beni çoktan sarmıştı. Ama şuna da söylemek isterim ki olaylar ilerlediğinde yarıda bırakıp okumak istemediğimde oldu.. Çünkü çok zalimce olayların yaşandığı bir savaş işlenmişti. Ve bu kitapta yaşanan olayların gerçeklere dayandığını düşündüğünüzde okuduklarınıza inanamıyorsunuz. Evet bu savaş Boşnakların ve Sırpların arasındaydı..

Savaşın ortasında kalan aşk ; kimbilir savaş ile nasıl beslenmişti ?

İncir Kuşları ; okumanızı isterim.. Benim gibi başlayıp bi çok kez bırakmak isteyeceksiniz. Ama sonunu merak edip sırf olumlu bir şey aramak uğruna bir  bakmışsınız ki kitap bitmiş..


Arka Kapak

Sinan Akyüz'den Yüreğinize Dokunacak Bir Kitap!

Boşnak Kızın Bir Solukta Okunan Gerçek Hikâyesi...

Çok satan romanlarıyla tanınan ve geniş okur kitlesine sahip yazar Sinan Akyüz yine ses getirecek son kitabıyla okurlarını selamlıyor. Alfa Yayınları'ndan çıkan İncir Kuşları'nda yazar, Bosnalı bir genç kız olan Suada'nın gerçek yaşamından yola çıkıyor. Okuru savaşın ve aşkın yakıcı gücüne tanıklığa davet ediyor.

Bosna tüm bilinmeyenleriyle ilk kez Sinan Akyüz kalemiyle yazıldı...

Sinan Akyüz dünyanın seyirci kaldığı bir soykırımı Suada'nın öyküsüyle yeniden gündeme getiriyor. Yakın tarihi edebiyatla buluşturan yazar, aşkın içinde "savaşı ve şiddeti", savaşın içinde de "aşkı ve inancı" ustalıkla harmanlıyor. Bu romanla Bosna Savaşı'nın bilinmeyen bambaşka bir yüzü gün ışığına çıkarken; kitap okuyucusuna sürpriz bir sonla veda ediyor.

Aynı ırktan geliyorlardı. Aynı dili konuşuyorlardı. Bir tek dinleri farklıydı. Biri Müslüman Boşnak genci, diğeri ise Hıristiyan Sırp'tı. İkisi de konservatuardaki aynı Boşnak kızına âşık olmuşlardı. Ve bir gün bu iki genç, güzeller güzeli Suada'ya aşklarını ilan ettiler. Ancak gençlerden biri aşkına karşılık bulmuş, diğeri ise "Kalbimde iki kişiye yer yok" cevabını almıştı.

Takvim yaprakları 6 Nisan 1992'yi gösterirken bir bomba düştü beyaz zambakların açtığı yüreklere... Suada patlak veren savaşın estirdiği rüzgârda âdeta savrulan bir yaprak gibiydi. Savruldu, savruldu, savruldu.. Sonra da kader onu bir zamanlar 'hayır' dediği genç adamın eline esir düşürdü. Genç adam, o gün ela gözlü çöl ahusuna bakmış "Kader bizi ne inanılmaz bir şekilde birleştirdi, görüyor musun Suada?" demişti.

Modern zamanlarda Avrupa'da yaşanmış bir soykırımda, kadere inananların romanıdır İncir Kuşları...
alıntı

Yazar:Sinan Akyüz

Sayfa Sayısı: 328
Baskı Yılı: 2012
Dili: Türkçe
Yayınevi: Alfa Yayıncılık

25 Ağustos 2012 Cumartesi

Yazar Serkan KOKTAY söyleşi ile RAFLARIN ARASINDAN da !!!






Son günlerde kitap bloglarında veya kitap alışveriş sitelerinde sıkça karşıma çıkan , olumlu bir çok yorum yapılmış SALÇALI EKMEK in yazarı Serkan KOKTAY ile tanışma fırsatı yakaladım.. Ve bunu nasıl değerlendirip arkadaşlarım ile paylaşabilirim diye düşünürken, bir çok kitap okumayı seven arkadaşlarımında merak ettiği konulara değinmek üzere beni kırmayıp RAFLARIN ARASINDAN a kısacık ve sıcacık sohbeti ile konuk oldu...




Serkan Bey mesleğinize biraz uzakta olsa yazarlık sizin hayatınızın neresinde ?
Aslında her anında yazarlık benim hayatımda yer etmiştir. Ancak mesleğimin hayatımı maratonlaştırması beni yazmaya cesaretlendirdi.  Bir süre sonra sadece bir şeyler karalamak adına başladığım anılarımı bir çok kıymetli ve fikrilerine güvendiğim dostlarım ile paylaştığımda kesinlikle bunu kitaba çevirmemi istediler. Ve bende bu olumlu desteklerle SALÇALI EKMEK i bir çok kişiyle paylaşmak istedim..

Belki kitabın ilk çıktığı andan itibaren size sürekli gelen soru NEDEN SALÇALI EKMEK ?
Neden; çünkü her insan muhakkak Salçalı Ekmek yemiştir. Ve çocukluğunda ki anılarda Salçalı Ekmek tadındadır. J (Deyip gülüşüyoruz )  Ve bir okuyucumun yorumunu  paylaşmak isterim . Okuyucularımdan salçalı ekmek fotoğrafı gönderip baktıkça kitabımı hatırladığı hatta kitap bittikten sonra oturup o günler adına salçalı ekmek yiyenler bile olduğunu okuyorum yorumlarından..

Çok geniş bir okuyucu kitlesine sahip olan ve benimde en sevdiğim yazarlardan biri olan Ayşe Kulin nin  sevdiğiniz yazar olduğunu okudum.. Neden Ayşe KULİN ?
Çünkü Ayşe Kulin okuyucusunu yormadan, anlatmak istediğini bir çırpıda dolandırmadan kağıda döken yalın bir anlatıma sahip.. Özellikle Ayşe Kulin nin biyografilerini zevkle okuyorum.. 

SALÇALI EKMEK ten söz etmek istiyorum.. Kitap ile ilgili size gelen tepkiler nasıl?
Aslında beklediğim tepkileri alıyorum diyebilirim. Kitabımın taslak aşamasında çok değerleri gazeteci arkadaşlarımın da fikirlerinden  bu sonuçları doğuracağına inanıyordum. Ve gelen tepkiler çok olumlu. Hatta kitabı okuyup ağlayanlar, gülerken ağlayanlar olduğu gibi tepkiler alıyorum.. Bunu yapmak  (ağlatmak) istemezdim J (orda gülüyoruz) Kitaptaki karakterlerin şimdi neler yaptığı gibi sorular geliyor. Bunlarda okuyucularımın hayal gücüne kalmış J) diyorum.

Peki İkinci Kitap gelecek mi?  Yoksa SALÇALI EKMEK in tadına daha varacak mıyız?
Kesinlikle ikinci kitap gelecek.. Şuan konu belli ancak taslak aşamasında yani SALÇALI EKMEK in tadı damağımızda kalacak.. İkinci kitap da  bambaşka konu işlenecek ve okuyucuya ulaşacak..

Yazarlık ile ilgili hedefiniz nedir ?
Çok iddalı değilim. Fakat güzel şeyler yapacağıma inanıyorum. Yazmayı seviyorum. Şuan için sadece keyif aldığım için yazıyorum. Çünkü aynı zamanda farklı sektörde de yer alıyorum. Dolayısıyla vaktimin çoğunu kitap yazmaya ayırabilirsem  para kazanmayı hedefleyebilirim..

Tekrar SALÇALI EKMEK ‘ e dönmek istiyorum..  SALÇALI EKMEK ile aile kavramını çok çarpıcı bir şekilde ele almışsınız.. Özellikle her ailenin kendilerine öz hikayelerinden  söz ederek.. Peki ailenizden ya da yakın akrabalarınızdan nasıl tepkiler aldınız ?
(Gülümsüyor) Aslında tatlı tatlı kızanlarda olmadı değil (şaka tabiî ki )ama herkesten çok olumlu tepkiler alıyorum. Göz yaşlarına boğulanlar o günlere gidip gülerken ağlayanlar da var.

SALÇALI EKMEK ‘ te sizi en çok etkileyen neydi ?
Salçalı ekmekte beni en çok etkileyen yaşanmışlıkların olması. Şimdi düşünüyorum da yaşanan büyük acılar yaşanan küçük sevinçlerin bile değerlerinin sonsuz boyutta olması. O günleri özlüyorum. Geçip gittiklerini bildiğim halde yinede özlüyorum...




Bu sıcak söyleşiden sonra kitabı imzalatıp, günün anısı olarak RAFLARIN ARASI na kaldırıyorum..
Teşekkürler, sevgiler ve başarılar Serkan KOKTAY..








Sinan AKYÜZ den İNCİR KUŞLARI



Seranad ın ardından okunabilceğine ianandığım bir kitap.. Konular tam örtüşmese de Seranad taki üç kadına (NADİA- AYŞE-MARİ) benzer hayat hikayesi olduğunu düşündüğüm Boşnak kızı ... Bakalım kitabı okuduktan sonra yanılıp yanılmadığımı paylaşacağım..

Arka Kapak

Sinan Akyüz'den Yüreğinize Dokunacak Bir Kitap!

Boşnak Kızın Bir Solukta Okunan Gerçek Hikâyesi...

Çok satan romanlarıyla tanınan ve geniş okur kitlesine sahip yazar Sinan Akyüz yine ses getirecek son kitabıyla okurlarını selamlıyor. Alfa Yayınları'ndan çıkan İncir Kuşları'nda yazar, Bosnalı bir genç kız olan Suada'nın gerçek yaşamından yola çıkıyor. Okuru savaşın ve aşkın yakıcı gücüne tanıklığa davet ediyor.

Bosna tüm bilinmeyenleriyle ilk kez Sinan Akyüz kalemiyle yazıldı...

Sinan Akyüz dünyanın seyirci kaldığı bir soykırımı Suada'nın öyküsüyle yeniden gündeme getiriyor. Yakın tarihi edebiyatla buluşturan yazar, aşkın içinde "savaşı ve şiddeti", savaşın içinde de "aşkı ve inancı" ustalıkla harmanlıyor. Bu romanla Bosna Savaşı'nın bilinmeyen bambaşka bir yüzü gün ışığına çıkarken; kitap okuyucusuna sürpriz bir sonla veda ediyor.

Aynı ırktan geliyorlardı. Aynı dili konuşuyorlardı. Bir tek dinleri farklıydı. Biri Müslüman Boşnak genci, diğeri ise Hıristiyan Sırp'tı. İkisi de konservatuardaki aynı Boşnak kızına âşık olmuşlardı. Ve bir gün bu iki genç, güzeller güzeli Suada'ya aşklarını ilan ettiler. Ancak gençlerden biri aşkına karşılık bulmuş, diğeri ise "Kalbimde iki kişiye yer yok" cevabını almıştı.

Takvim yaprakları 6 Nisan 1992'yi gösterirken bir bomba düştü beyaz zambakların açtığı yüreklere... Suada patlak veren savaşın estirdiği rüzgârda âdeta savrulan bir yaprak gibiydi. Savruldu, savruldu, savruldu.. Sonra da kader onu bir zamanlar 'hayır' dediği genç adamın eline esir düşürdü. Genç adam, o gün ela gözlü çöl ahusuna bakmış "Kader bizi ne inanılmaz bir şekilde birleştirdi, görüyor musun Suada?" demişti.

Modern zamanlarda Avrupa'da yaşanmış bir soykırımda, kadere inananların romanıdır İncir Kuşları...


Yazar:Sinan Akyüz

Sayfa Sayısı: 328
Baskı Yılı: 2012
Dili: Türkçe
Yayınevi: Alfa Yayıncılık


24 Ağustos 2012 Cuma

SERENAD



Roman ;

2001 yılının Şubat ayında İstanbul Üniversitesi nde Halkla ilişkiler görevini yürüten Maya Duran nın tek düze hayatını bir anda değiştireceği , ABD den gelen Alman asıllı PROF. Maximilian Wagner e İstanbul da kaldığı sürece eşlik etmesiyle başlar..

Maya Duran (36) aynı zamanda  eşinden ayrılmış ve Kerem adlı oğlu ile yaşamaktadır. Bu görev eski eşi ve oğlunuda etkileyecek olaylara neden olacaktır..

PROF. Maximilian Wagner (87) ise 1930 lu yıllarda İstanbul Üniversites nde hocalık yapmış ve Üniversite nin daveti üzerine tekrar İstanbul a gelmiştir. 59 yıl önceki olaylarda avuçlarından akıp gidep buruk bir aşk hikayesinin baş kahramanı eşi NADİA ya ya son kez veda etmek istemiştir.

Havalanında Prof. beklerken aklından geçen bir yığın sıkıcı günlerin onu kendi ailesindeki bilinmeyenlere götüreceğini bilemez. Profesör ile ilk karşılaştığı andan itibaren herşey değişmeye başlar.. Çünkü Profesörün İstanbul da olmasından memnun olmayanlarda vardır. Ve birgün istihbarat görevlileri üniversiteye Maya yı ziyarete gelmesi ile Maya nın kafası karışır ve tüm olanları araştırmaya başlar...

Maya birgün Profesörü isteği üzerine Şile ye götürür. Ve burda Profesörün geçmişi ile kalmaz kendi hayatına ilişkin bir takım sırları öğrenmeye başlar..

Bence kitap ; büyük ölçüde dünya tarihi , dokunaklı bir aşk hikayesine ve biraz da olsa müzik ile süslenmiş harika bir roman haline getirilmiş konuları içeriyor.. Kitap hakkında çok fazla konuya değinmek istemiyorum.. Okuduktan sonra geçmişle ilgili olayları okuduğunuzda daha çok araştırmak isteyecek ve bu olaylar adına yazılmış diğer kitapları okumak isteyeceğinize eminim..




Gelelim benim için bu muhteşem kitabın yazarı Zülfü LİVANELİ ye.. Kalemine, yüreğine ve hislerine sağlık..

10 Ağustos 2012 Cuma

Her Hafta Bir Yazar !!!

Her hafta bir yazar başlığına bu hafta seçtiğim yazar benim tekrar bloğuma dönüm bir kaç satır yazmamı sağlayan Genç Yazar Serkan Koktay.

Serkan Koktay; 01.05.01976 Kırklareli’de doğdu. İlk, orta ve liseyi Kırklareli’de tamamladı. Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitimi-Seramik Anasanat Dalı mezunu. On yıl gibi bir süre tekstil tasarımı ile uğraşan Koktay, bir çok büyük marka ile çalıştıktan sonra sektörü bıraktı.
Halen Hannover Messe’de Kurumsal İletişim Koordinatörü olarak çalışıyor. “Salçalı Ekmek” Serkan Koktay’ın ilk kitabı. Kitap Sokak Kitapları Yayınları’ ndan (http://www.sokakkitaplariyayincilik.com/) 2012 nin ilk aylarında raflarda yerini aldı...

Koktay; Kitapla ilgili olarak akıp giden hayatta geçmişle yüzleşmek, geçmişi yeniden sorgulamak ve geçmişle bir kez daha başbaşa kalmak…Kim olduğumuzu, nereye ait olduğumuzu, yitip gidenlerin aslında yaşadıkları süre boyunca çok fazla önem taşıdıklarını anlamak ve bir nevi geçmişle hesaplaşma diyor…

Koktay ın ikinci kitabı aralık ayında okuyucuları ile buluşacaktır.




Şükür Şükür !!!

Çok uzun aradan sonra yine yine yeniden..

Bahanem bol aslında.. Fatma cığmın  niye bloğunda bir şey paylaşmıyorsun diye ısrarlı sorularına hep bir bahanem vardı. Onun bloğuna bakar bakar imrenirdim... Ama inanın şu günler elime aldığım bir kitabı sonuna getirme gayreti içersindeyim. Gerek ramazandan dolayı gerek ise iş çıkışı kurabiye siparişlerimin yetiştirmeye çalışmam kitap okumamı azaltsada, sizinle büyük şevk ile paylaşmak istediğim SALÇALI EKMEK adlı kitabı ısrarla tavsiye ederim..

SALÇALI EKMEK ;


SERKAN KOKTAY 'ın ilk kitabı.. Bu kitabı okuyup, kendinize ait bir çok satır bulabilirsiniz. Bana ait o kadar çok yaşanmışlık vardı ki kitapta.. Bunda ki en büyük etken kitaptaki olayların Kırklareli nde ve benim çocukluğumun geçtiği mahallede geçmesi.  Serkan Koktay, sizi kısa bir süreliğine çocukluğunuza, o unuttum sandığınız komşularınıza, mahalledeki bakkalınıza belkide mahallede ki çeşmenize götürüp hatırlamanızı sağlıyor.. Bu kitabı okuduğunuzda çocukluk zamanınıza ait eski bir dost görmüş gibi oluyorsunuz...

Belki çocukluğunuzda bir çoğunuz SALÇALI EKMEK yemişsinizdir.. Yüreğine sağlık Serkan KOKTAY.

SALÇALI EKMEK



Arka Kapak

"Ben büyümeyi hiç istemedim. Küçük bedenimde çok daha mutluydum. İsteklerim bedenim gibi küçüktü. Fazlasını bilmiyordum, düşünmüyordum da. Yettiği kadarıyla mutluydum. Büyüdükçe her şey değişti. İstemenin daha çok istemeyi de getirdiğini ezberledim. Yetinmemeyi öğrendim büyümek ile birlikte. Ve öğrendikçe küçüldüm. Mutluluğun akvaryumda dolaşan balıkta olmadığını öğrettiklerinde yıkıldım. Mutluluğun bir sepet dolusu kediyi seyretmekten geçmediğini ezberlettiklerinde parçalandım. Hele mutluluğun küçük bir kanarya ile şarkı söylemekten çok uzak bir şey olduğunu anlattıklarında darmadağın oldum. Koyunun dilenciyi kovalamasına gülemiyorum artık. Büyümek bu olsa gerek. Masum bir kıpırtı bile yok dudağımın kenarında tebessüm diyebileceğim. Artık inanmıyorum. Ben büyümek istemiyorum...'
alıntıYazar:Serkan Koktay

Sayfa Sayısı: 204
Dili: Türkçe
Yayınevi: Sokak Kitapları Yayınları